
Evrensel hukuk kaideleri ortada,
1982 Anayasası ortada, engel değil.
Yapılan işler, verilen hizmet, emek ortada,
Uzun süreli bir meslek, kimilerine göre yaşam tarzı,
Her şey açık ve seçik,
Öyleyse astsubay hakları neden veril(e)miyor?
Bunun altında ne var?
Neler dönüyor?
Maksat ne?
Sorun,
Ekonomi mi?
Yoksa siyasi mi?
Daha da ötesi, uluslararası mı?
Binlerce astsubay haksızlığa uğruyorum, diyerek
Askeri ve siyasi otoriteye müracaatlarda bulundu.
Sorunlarını yazılı olarak bir bir anlattı.
Dinlediler,
Dosyalar aldılar, üstlerine iletmek üzere.
Sözler verdiler meydanlardan “assubayların tüm sıkıntılarını çözeceğiz” diye.
Ordunun tüm yükünü üstlenmiş,
Sahada,
Eğitimde,
Zimmette,
Karargâh çalışmalarında,
Ve tüm bunları öylesine görünmez olarak yapmış ki,
Öyle bir alçakgönüllülük sergilemiş ki,
İşlerini icra ederken,
Ben yaptım, demediği için,
Hiç görülmemiş,
Çalışmalarını hep devretmiş üstlerine.
Dolayısıyla,
Hiç tanınmamış bazı yakın üstlerince de.
Eğer dış oyunların,
Siyaseten güçlü olmanın bir siyasi oyunu değilse,
Ve de; böl, parçala, huzursuz kıl, öyle yönet sistem mühendisliğinden gelmiyorsa, adaletsizlikler,
Assubaylar daha fazla sürüm sürüm süründürülmeden,
Oradan oraya paslaşmadan,
İlgililerce irade ortaya konularak,
Çözülmelidir artık tüm sorunlar.
Assubayları peşinden süründüren zihniyet bana göre, yerli de değildir
Ve assubaylarımız kadir kıymet bilmeyenlere, sürüncemede bırakanlara sorunları arz dönemini kapatmalı, haksızlığın devamı halinde yeni yöntemler ortaya koymalıdır artık.
Orhan KAYA
03/07/2016
Kaynak : Önce Kültür