
HAKKINIZI HELAL EDİN!
Tarih 1 Nisan 1994 Cumartesi, yer Eskişehir. Bir hafta sonu ve Açık Öğretim Fakültesinin sınavları var. Fakat 1 nci Taktik Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Lütfü AKDEMİR; bir gün önce yani Cuma günü akşamı kalp krizinden vefat etmiş. Cumartesi tören var. Nöbetçi heyeti hariç herkesin törene katılması emri verildi. Mevcut kalabalık, yarı insan katılmasa bile fark edilecek değil. Biz okumayan arkadaşlarımız sayesinde sınava gittik. Çünkü onlar törene katıldı..
F – 4 Radar Atölye Şefimiz Kd. Bşçvş. Canip BAŞARAN, dedi ki, sınavı olanlar sessizce sınava, oradan da evlerine gitsinler. Sağda solda görünmesinler. Onlar sınava, biz okumayanlar da törene gideceğiz.
Allah onlardan razı olsun. Şayet herkes okusa; göreve kim gider? Nöbeti kim tutar? O gün o törene kim katılırdı?
Okumayan ama bizlerin okuması için fedakarlık yapan ağabeylerimin, TEMAD’ın uzun soluklu mücadelesi ve kararlı tavrı neticesinde, bu gün öğrendim ki, yaptıkları fedakarlığın neticesin de hak ettikleri İNTİBAK gerçekleşmiş. En az onlar kadar sevindim. Bana bu mutluluğu yaşatan TEMAD’ımıza ne kadar teşekkür etsem azdır.
Biz o günler de genç ve tecrübesizdik. Bizler için sadece bu konuda değil, daha bir çok konuda fedakarlık yapan, bizleri koruma adına kendini siper eden ağabeylerimizi doğrusunu söylemek gerekirse o günler de anlayamamıştık. O insanlardan bir çoğu aramızdan ayrıldı. Onlarla helalleşemedik bile. Haklarını helal etsinler.
Şimdi bu tecrübeyi yaşamış biri olarak, kimse alınıp gocunmasın. Kimse de nankörlük yapıp inkara kalkışmasın. 2011 yılından itibaren bizler için her türlü mücadeleyi yapan, ordu evleri ve sosyal tesislere girişi yasaklanan ve ayrıca onlarca dava ile bizlere kol kanat gerip, fedakarlıkta bulunan, başta Genel Başkanımız Ahmet KESER, bazen günde iki bazen üç yazı yazarak bizlerin öfkesini muhafaza edip söylemek istediklerimizi söyleyerek bizi rahatlatan Selçuk İÇER, genç yaşına rağmen mücadelede hak ettiği yere gelmeyi şimdiden hak eden Mustafa SADAKOĞLU, birçok kişinin hedefinde olan, ağır yazdığı için hep eleştirilen ama yaşanan sürece baktığımda yazdıkları için az bile demiş dediğim, mücadelemizin kutup yıldızı Sami BAŞKAYA, bazen hiciv bazen dram genelliklede durum tesbiti yapan Tayyar YILDIRIM, müthiş bir insan tanışmak istediğim, yaptığı yorum ve eleştirilerde ki ince giydirmeleri ile meşhur Hayati ERGÜRBÜZ ile, Mustafa AYTAR, Halil ERGENLİ, Orhan ORHUN, Cemalettin GÜZBEY, Taner Haydar KOÇAK, Mehmet Sait SERT ve bir sabır abidesi olarak algıladığım yazdıkları ile herkesin teveccühünü kazanan Hidayet AYDIN ağabeylerimden tek istediğim şudur; HAKLARINI HELAL ETSİNLER. Yiğidin hakkını yiğide yaşarken teslim etmek istiyorum ki, geçmişte yaşadığım pişmanlığı tekrar yaşamayayım.
Burada adlarını yazamadığım, tüm dava adamlarını da minnet ve şükranla anıyorum. Siz de hakkınızı helal edin.
Tabi bunca övgüden sonra iki satır da yergi hakkım olduğunu düşünüyorum. İntibaklar ile gasp edilen haklarını elde eden ağabeylerimizin bu kazanımından rahatsız olan bazı sözde meslektaşlarımdan da utanıyorum. Ne diyorlar? Biz boşa mı okuduk. Sayın Hayati ERGÜRBÜZ‘ ün ifadesiyle cevap veriyorum. Evet, siz boşuna okumuşsunuz.
Satırlarımı burada noktalarken, tüm meslek büyüklerime minnet ve şükran duygularımı iletiyor, hepsinin ellerinden öpüyorum.
Faruk YÜCETÜRK
( E ) Hv. Per. Kd. Bşçvş
NOT: Bu duygusal mektup TEMAD Genel Başkan Yardımcısı Sami Başkaya’ya gönderilmiştir. Biz de Sn. Başkaya’nın Facebook sayfasından alarak tüm meslektaşlarımızın okuması için yayınlıyoruz.